BAKANLIKTAN; DEPREM SONRASI PSİKOLOJİK İYİLEŞME ÖNERİLERİ…

Deprem, insanoğlunun en çaresiz hissettiği ve en yıkıcı doğal afetlerin başında gelmektedir. Herhangi bir saatte meydana gelen, ani, gürültülü ve fiziksel hasarı yüksek olması sebebiyle doğal olarak insanlarda kısa süreli şok, korku ve panik ile yanlış kararlar alabilme olasılığını yükselten deprem, insan ruhunda kısa süreli tahribe de yol açmaktadır. Bir deprem ülkesinde yaşamanın bilincinde olarak, mümkün olduğu kadar soğuk kanlı ve bilinçli olmalıyız.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın, bu konuyla ilgili olarak hazırladığı ”Afet ve Acil Durumlar Sonrası Yetişkinlerin Tepkileri ve Baş Etme Önerileri” adlı broşüründe yer alan aşağıdaki bilgileri okuyarak tekrar hatırlamak faydalı olacaktır.

DEPREM SONRASI İNSANLARDA NE TÜR PSİKOLOJİK TEPKİLER GÖRÜLÜR?

• Korku, donakalma ya da panik olma,
• Üzüntü, öfke, tahammülsüzlük,
• Şaşkınlık, güvensizlik, çaresizlik, gerginlik, mide ağrısı, baş ağrısı, uyuyamama, sebepsiz titreme, kalp çarpıntısı, ağlama isteği ya da ağlayamama gibi psikolojik tepkiler bu süreçte daha yoğun yaşanabilir.

Bilmeliyiz ki bu tepkiler deprem gibi zor durumlar karşında verilen normal tepkilerdir. İnsan olan herkesin bu duyguları yaşaması son derece normaldir. İlk günlerde bu duyguları kabullenmek ve anlamak zordur ancak bu tepkiler zaman içerisinde bu tepkiler hafifler ve giderek azalır.

Bu süreçte insanların en çok ihtiyacı olan duygu kendilerini güvende hissetmektir.

KENDİMİZİ GÜVENDE HİSSETMEK İÇİN NELER YAPMALIYIZ?

• Artçılar yaşanmaya devam ettiği için panik olmadan AFAD tarafından belirtilen güvenli alanlarda beklemeliyiz,
• Evlerimizden hazırlıksız çıkmış olabiliriz ancak hasarlı binalara girmemeliyiz,
• Ailemizdeki çocuklarımızın, yaşlılarımızın, engellilerimizin acil ihtiyaçlarını yetkililere iletmeliyiz,
• Asılsız bilgilere inanmamalı, yetkililer tarafından verilen doğru bilgileri takip etmeliyiz,
• Yalnız kalmamalı, bir arada beklediğimiz komşularımız, akrabalarımız ile dayanışma içerisinde olmalı birbirimize destek olmalıyız,
• Kendinize iyi gelen şeyleri yapmaya devam etmeliyiz. Örneğin konuşmak, paylaşmak iyi geliyorsa eşimiz, dostumuz ile duygularımızı yaşadıklarımızı konuşmaktan çekinmemeliyiz,
• Bol bol su içmeli, derin nefes almalı, yemek yemeyi ihmal etmemeliyiz ki bedenin ve zihnin rahatlamasını sağlamalıyız.

Bütün bunları yaptığınız halde psikolojik tepkilerinizde hafifleme hissetmiyorsanız, hala duygularınız oldukça yoğun ise lütfen ilinizdeki psikososyal destek ekiplerine ulaşınız ve destek almayı ertelemeyiniz.