Ergun Aşçı yazdı: ”KAPLANDEDE DAĞININ SÜKUT KATLİAMCİLARI”
Akçakoca’nın tanınan simalarından Ergun Aşçı kendi sosyal medya hesabından ‘Kaplandede Dağı’ ile ilgili bir yazı kaleme aldı. Yazısında ”Kaplandede dağının sükut katliamcıları” ifadelerini kullanan Aşçı, Akçakoca’daki kanaat önderlerini hedef aldı.
İşte Ergun Aşçı’nın yazısının tamamı:
”Bazı atasözleri gündem gereği farklı anlamlara gelebilir.
“Bu sözlerden biri de söz gümüşse sükût altındır.” atasözü.
İroniyi anlamadıysanız Akçakoca için kötü bir vaziyet var demektir.
Sükût eninde sonunda Kaplandede dağında altın madeni çıkarılacağı anlamına geliyor çünkü.
AKP’li ve MHP’li siyasilerden ve kanaat önderlerden hiçbir söz ve tepki yok Kaplandede Dağında altın madeni çıkarılmasıyla alakalı.
Sanki bir sükût sözleşmesi imzalamışlar vahşi kapitalizmin çıkarlarına ters düşmemek için.
Ya da bazı müptezellerin dediği gibi “bilgi sahibi olmadığım şeyler hakkında konuşmam “raconu var.
Sanki Erzincan-İliç altın madeninde olanları haberlerden hiç izlememişler havalarında, kendi kendilerine yalan söylemekle meşguller.
Kişinin kendine yalan söylemesinin de bir sınırı var.
Mesela Nuri Aşık’ın bu mevzuda kendisine daha ne kadar yalan söyleyebileceğini çok merak ediyorum.
Altın madeni işletmesi fındık bahçesini tarumar edeceği zaman muhtemelen.
Yani iş işten geçtikten sonra.
Ha şuna da razıyım mesela Nuri Aşık çıkıp şöyle diyebilir:
“Kaplandede Dağında altın madeni işletilmesi çok harika bir şeydir.”
Böyle bir şey der mi, bunu da demez.
Peki ne yapar?
Sükût durur.
Büyüklerinden gelen gayri resmi tebligat gereği.
Nuri Aşık’ın en büyük savunma refleksi şu olacaktır muhtemelen:
“Bana kadar başka kimse yok muydu?”
Muhakkak ki çok var ama AKP’’nin Akçakoca’daki Bülent Arınç’ı tavrını gösterdiği için öncelikle aklıma geldi.
Biraz cesaret istemek Nuri Aşık’tan hakkımız. Umarım gösterir de mahcup olurum.
Nuri Aşık’ı birinci misal göstermesem kimi gösterirdim?
Erol Solak’ı gösterirdim.
Mehmet Nazım Pazvant’ı gösterirdim.
Okan Yanmaz’ı gösterirdim.
Cüneyt Yemenici’yi gösterirdim, gösterir de gösterirdim.
Netice’de sükût durmak, Kaplandede Dağı için bir katliamdır, sükûtla katliamıdır.
Ağababalarınızın ve şahsınızın menfaatleri mi daha mı mühim ya da hayat alanınız mı daha mühim sorusuna cevap vermek zorundasınız ey sükût katliamcıları.
Ey sükût katliamcıları bu altın madeni işi “yerli” ve “milli” bir hadise de değildir.
Çıkarılan altının %14’ü yerli ve milli olacak, belki de daha azı.
Ne demişti Ahmed Arif:
Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü
Ve Ahmed Arif aynı şiirinde yol da göstermişti:
Bu, namustur
Künyemize kazınmış,
Bu da sabır,
Ağulardan süzülmüş.
Sarıl bunlara
Sarıl da büyü…
Sükût katliamcılarına rağmen künyemize kazılmış bu mücadeleyi sürdürmekte memleketimize borcumuz olsun.”
